
BİR SONU OLMAK ZORUNDA MI ?
Fakat birçok kişi için, insan olmanın zevkini ve keyfini çıkarmak değil, hayatını sürdürmek ve korumak daha önemli görünüyor.
-İhsan Oktay ANAR
Dünyaya geldiğimiz günden bugüne kadar yaşadığımız bu hayat, ne sadece eğlenceden ne de başka bir şeyden ibaret. Yarınları umut edebilmek için elimizde yalnızca bu günlerimiz var. Ömrümüzün her anı geçerken, hayatı anlamlı kılan tek şey, yaşama sevincimiz ve bu sevincin bizi ayakta tutan gücü. Yaşamın sunduğu her an, bizlere umut ve neşe kaynağı oluyor; ancak bu anları fark etmek, onlardan tam anlamıyla yararlanmak, ancak içsel bir ışıkla mümkün.
Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.
– Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Basit olmak, sıradan yaşamak değil; hayatımızı, geçirdiğimiz bu küçük dünyada güzel izlerle tamamlamak gerekmektedir. Yarınları düşünmek, ölümü hatırlamak ve her şeyin bir sonu olduğunu bilmek, yaşamı zorlaştırsa da, bir gün öleceğimizi bilsek dahi yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü ölümün kaçınılmaz olduğu gerçeği, bizlere her anın değerini hatırlatır; hayatın kendisi, bu kısa süreyi anlamla doldurabilme çabasıdır. Her geçen gün, bu dünyada bırakacağımız izleri oluşturur ve yaşamayı, belki de daha çok sevmemizi sağlar.
“Ölmek için çok genç, yaşamak için fazla telaşlıydık.”
Hayatımız boyunca, her an ölümün bilincinde olarak ve yaşam gayemiz doğrultusunda, kendimizce kısa bir çemberde dönüp durduk ve hâlâ dönüyoruz. Hayatın anlaşılmaz, akıl erdirilemeyecek gerçekliği karşısında tek sığınağımız yaşam gayreti ve ölüm bilinci. Doğmak bizim elimizde değildi, bir gün öleceğiz ve bu da bizim elimizde değil.
‘’Ne yaparsak yapalım, ölüm bir gerçek.’’
Ve biz, bu telaşlı yaşamı sadece bilinçli olarak ve farkındalıkla geçirmeye çalışıyoruz. Ne olursa olsun, bilmemek, ne olacağını ve ne olduğumuzu anlamadan yaşamak, bize huzur ya da mutluluk vermez. Fakat bir çare de yoktur; çünkü biz bilincindeyiz. Ya kendimizi kandırıyoruz, ya da bu gerçekle yüzleşerek yaşıyoruz.
Yaşıyoruz ve bunun farkındayız; ne kadar kötü ya da ne kadar iyi olduğunun bir önemi yok. Bu dünyadayız ve hayatı sürdürüyoruz. Her şeyin başlangıcı zordur, çünkü her şey bir şekilde iyiden kötüye kayabilir ya da kötüden iyiye geçebilir. İyi ya da kötü olmak, bu dünyanın asıl amacı değildir. Bu dünya, amacını veya sebebini araştırmaktan, yaşayarak kabullenmekten ve sonrasında ne olacağını izlemekten ibarettir.
Zevkini alamadığımız bu dünya, kimine göre bir eğlence, kimine göre bir çalışma, kimine göre ise bir işkence dünyasıdır. Her birimizin bu dünyadaki deneyimi, kişisel algılarımıza ve bakış açılarımıza bağlı olarak farklıdır. Ancak nihayetinde hepimiz aynı hayatı sürdürüyor, aynı gerçeğe doğru ilerliyoruz.
Ahmet Furkan YALÇIN